DOLAR
20,0985
EURO
21,5473
ALTIN
1.257,11
BIST
4.761,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
23°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Hafif Yağmurlu
22°C

Sihirli dokunuş!

25/05/2023 12:56 | Son Güncellenme: 26/05/2023 02:04
A+
A-

Devlette “devamlılık” mevkilerinde de “faydalılık” esastır. Sarsıla, sallana gelinen süreç dinozorlar ortaya çıkarmış olsa da faydalı olduğu için bu kişilere göz yumulan tolerans durumlarında sona gelindiği ortadadır.

ANALİZ:
Seçimler, yirmi, otuz partinin; beş, on liderin; birkaç bin siyasetçinin sınavı olmaktan çok daha fazlası, milyonlarca seçmenin sınavıdır.

Seçimler, vatandaşların duygularının, duyarlılıklarının ölçüldüğü, akli ve mantıksal düşüncelerinin, davranış biçimlerinin tartıldığı kitlesel dev anketlerdir.

Buradan çaktırmadan veri derleyen makro akıl mekanizmaları bir ülkenin geleceğini yapılandırmakta kullanılabilecek tüm malzemelere sahip olabilirler.

Reklam
Reklam

Bu veriler, seçime giren siyasi partiler, milletvekili adayları ve liderler üzerinden yöresel, bölgesel hem de genel olmak üzere 3 ana kategoride nokta atışı elde edilebilecek verilerdir.

Basit bir örnek; Anadolu’nun küçük bir köyü olan X köyünün 100 seçmenin seçim sandığından çıkana bakarak o yüz kişiden kaç kişinin ciddi siyasete meyilli olduğunu, kaç kişinin yalana, uyduruk bilgilere inanacak düzeyde olduğunu, kaç kişinin hangi söylemi, önüne gelen hangi karakterleri tercihinde önemsediğini anlamak pekala mümkündür. Bu kriterleri çoğaltabiliriz, ancak kısacası bir sandıkla “kapasite” bildiren tüm veriler X Köyü hakkında elde edilmiş olur. Bu veriler ister iyi amaçla kullanılsın, ister kötü amaçla, bu bir gerçektir.

ReklamReklam

Yani sandık, seçilen kişiyi belirlerken seçen kişiliği de ispiyonlamaktadır!

Ülkelerde makro yönetim düşünce yapısının önemli bir kıstası vardır: “FAYDALI” olmak…

Bir ürün ortaya çıkıyorsa niteliğinden, niceliğinden önce “faydalı ürün” olup olmadığına bakılır. Bir kişi öne çıkıyorsa “faydalı kişi” olup olmadığına bakılır. Bu, doğal olarak tüm ihtiyaç ve ilişkilerde bilinçli ya da bilinçsiz şekilde başvurulan bir ölçüttür.

Kişiler üzerinden hayatımıza etkisi olan siyaset alanında ise bilgi, beceri kapasiteleri, duygular, akıl, mantık bileşeni değerler, tercih edilen karakterler hakkında her zaman faydalı kişilik belirlemede etkili olmaz.

Bazen en ahlaksız, korkak kişi faydalı olduğu için değerlendirilebilir, yerine göre en gözü kara, cesur olanı daha faydalıdır.

Buradaki belirleyici faktör elbette plandır, uygulanacak planın gereksinimleridir!

TESPİT:
Türkiye, yaşadığı seçim atmosferinde benzeri dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyecek kadar örselendi.

Buna sebep olan siyasi mekanizmalar haklı olarak eleştirilip yerildi. Sandık sonuçlarında bunun etkilerini görmek mümkün oldu.

Sonuçta kazananı olmayan birinci tur seçimleri sonrasında uzun süredir gündemde olan siyasetçiler suçlanarak (yine çok haklı olarak) siyasetten ümitler kesildi.

İşte tam da her türlü siyasi frijidite yaşanan böyle bir ortamda Türk siyasetine çok önemli bir dokunuş gerçekleştirildi. “Ümitvar” bu dokunuş, sihirli bir dokunuş oldu. Siyasette yeni bir dönemin başlangıcı olarak tarihi bir geçişin kapılarının aralandığı bu dokunuş belki yıllar sonra anlaşılacak büyülü bir başlangıç dokunuşu olacaktır…

Çok oy alarak kaybedeninin bol olduğu bir seçim sonucunda Zafer Partisi yönetimi akılcı hamleleriyle, az oy alarak da büyük başarılar elde edilebileceğini gösteren bir siyasi başarı örneği sergiledi.

Genel Başkan Prof. Dr. Ümit Özdağ, sergilediği siyasi tavır ve söylemleriyle Türkiye’nin uzun zamandır özlediği zekâ siyasetinin önemini bizlere hatırlatırken, devlet adamı ciddiyetiyle iletişim, üslup, strateji faktörlerinin siyasetin içinde ne kadar belirleyici olduğunu gösterdi.

Bu tutum siyaset açısından ilgili okullarda “Ulusal Güvenlik” derslerinde öğretilebilecek değerdedir. İkinci tur seçim sonucunda kim kazanırsa kazansın, Zafer Partisi ve Genel Başkanı Sayın Özdağ tartışmasız bu seçimin en başarılı, en kazanan tarafı olmuştur.

ÖNGÖRÜ:
Türkiye uzun süredir üzerinde uğraştığı yapısal değişim sürecini tamamlamak üzeredir. Kim kazanırsa kazansın bu seçim sonrasında makro yönetim mekanizmaları Türkiye için uzun süredir düşündüğü ve Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın attığı doğru adımlarla başlatılan siyasi değişim sürecini ve planını sahiplenecektir. Bu başlangıç 2 yıl içerisinde sürecin tamamlanacağı gibi bir his uyandırıyor, sonrasında yeni ve gençleşmiş siyasi kadrolar yine bir yeni bir seçimle karşımıza çıkabilir. Bu arada Başkanlık Sistemi revize edilebilir. Eksik olan uyum yasaları tamamlanır. Siteme kontrol mekanizmaları dahil edilir. Böylece düzgün işleyen, güvenilir bir yönetim sistemi ortaya çıkarılabilir. Zaten bu, bugünden bilinen ihtiyaç hatta zorunluluktur.

TEORİ:
“#planasadıkkal” sözü belki bir tweet’ten daha fazla anlam taşıyordur. Cümle sanki sadece günümüzün değil, uzun bir sürecin uyarısı olma ihtimalini içinde barındırıyor gibi. Plan denilince Üzeyir Garih cinayeti sonrasında başlayan bir sürecin ele alınması gerekebilir. Zira o cinayetle maktulün kan damarına değil, Türkiye’nin can damarına bıçak saplanmak istenmişti. Böyle ciddi bir teşebbüse, devlet ciddiyetiyle uzun soluklu bir planla karşılık veriliyor olabilir mi?

Gelelim ithal siyasetçilere: Partilerin ithal siyasetçileri üzerinden bir teori oluşturmak gerekirse, bazen siyasiler ‘faydalılık’ durumları test edildikten sonra ağlaya ağlaya da olsa plana sadık kalmak düsturuyla bir sonraki aşamaya tüm hakaretlere, linçlere göğüs gererek geçmek zorunda kalabilirler.

Bunun için bugün Türkiye’nin neredeyse geçmiş çeyrek yılına damga vuran büyük partilerin içine bakmak yeterlidir. Orada çok önemli örneklerle karşılaşmak mümkündür.

Partilerini bırakıp, dağıtıp giderken arkalarından söylenmedik söz bırakılmayan kimler hala önemli görevler başında, kimler tasfiye edilmiş, kovulmuş, pasifize olmuş tespit edilerek konu hakkında hemen net bir fikir edinmek mümkündür. Parti içi hareketlerin ya da durgunluk ve kısırlıkların işaretlerine bakılarak bazı büyük partilerin değişim için aradıkları yeni liderlerini hala bulmadıklarını, ithal yöntemlerle bulmaya çabaladıklarını düşünebiliriz. Bu düşünce; geçmişte transfer edilenlerin ne kadar önemli mevkilere geldiğine bakıldığında hiç de ütopya olarak görülmemelidir!

Devlette “devamlılık” mevkilerinde de “faydalılık” esastır. Sarsıla, sallana gelinen süreç dinozorlar ortaya çıkarmış olsa da faydalı olduğu için bu kişilere göz yumulan tolerans durumlarında sona gelindiği ortadadır. Belki de istenilen şey yıkmadan, dökmeden yumuşak bir geri çekilme olarak değerlendirilmelidir.

Öyle ya da böyle, parti içlerinde, siyasetçi profillerinde, yönetim şekil ve yöntemlerinde bir tazelenme sürecinin başlatıldığını anlıyoruz. Bundan rahatsızlık duyanlar olabileceği gibi geçmişin günahlarından yumuşak bir geçişle arınmayı umanlar da elbette sevinecektir. Panik içinde yapılan açıklamalardan da bu durumdan kimlerin huzursuz, kimlerin mutlu olduğunu anlayabileceğimiz ip uçları geliyor.
Türkiye’nin seçimi hayırlı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları
Reklam
Reklam
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.